25 Haziran 2013 Salı

Mirzabeyoğlu : Gadre Maruz Kalan Ruh


Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Memleket sathında değişen hiçbir şey yok. Bir hesap kapatılmadan başka bir hesabın derdine düşüyoruz yine. Kapatılmayan hesaplar, hayat hanemizin kayıp kısmına usulca yazılıveriyor. Hissetmiyor, hissetsek bile duyumsamamaya çalışıyoruz. Modern hayat, kroşelerini eksik etmiyor suratlarımızdan. Mutlu olduğumuz/olacağımız sanrısı üzerine sahte bir huzurla yol alıyoruz/yaşıyoruz canım memlekette.


İktidar, bildiğini okumaktan geri durmuyor. Okuduğunu bizlere ezberletmede geri kalmadığı gibi. Ölüm oruçlarının 53. gününde halen somut bir adım atılmadığı gibi mesela yada  Roboski katliamında halen faillerin ortaya çıkarılmadığı gibi. hal bu vaziyet üzerine giderken başka bir haber daha düşüyor gündemimize: Salih Mirzabeyoğlu, 28 Şubat Meclis Araştırma Komisyonuna ifadeye vermeye hazırlanırken,  ruhi ve psikolojik durumunun incelenmesi için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne  kaldırıldı. Bununla da kalınmadı, iktidara yakınlığı ile bilinen bir gazete, sadece var olan durumu haber etmesi gerekirken  Mirzabeyoğlu'nu terörist/başı ilan etmekten geri durmadı.


Bir taraftan Meclis Araştırma Komisyonu  diğer  taraftan  Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 28 Şubat darbesi ile ilgili geniş kapsamlı araştırma/soruşturma yürütürken, kamuoyunda 28 Şubat'ın siyasal yargı kararlarının iptali yüksek sesle dile getirilirken ve de 28 Şubat sürecinde kendisine yaşatılan zulüm ve haksızlıklar ortaya çıkmışken, Mirzabeyoğlu'na reva görülen muamele kabul edilemez, edilmemelidir. Bu memlekette hala insanların haysiyeti ve onuru ile oynamak bu kadar kolay işte. İktidar, ezberlerini bozma konusunda ketumluğunu elden bırakmazken, duyarlılıkları beklenen medya, yargısız infazlarına bir yenisini ekleme konusunda hicap duymaktan uzak bir tavrın gölgesinde ne yazık ki. Hele ki söz konusu muktedirlerin 28 Şubat döneminin mağdurları olduğu göz önüne alınırsa olayın vahamet boyutu kat be kat artmaktadır.  


Mirzabeyoğlu'na reva görülenler ruhu gadre uğratacak bir dilemmadır. Bu ruh nicedir bu dilemmanın kollarında hayat bulmaya çalışıyor kendine. Bütün tanıklıkları ile artık 28 Şubat'ın ne olduğunu/ne olmadığını artık biliyoruz. Bildiğimiz, Batı Çalışma Grubu adlı illegal oluşum tarafından kontrol ve koordine edilen yargı mensuplarının, 28 Şubat sürecinde verdiği bütün kararların bu oluşumun talimatları ve/veya yönergeleri ile verildiğidir. Bu da verilen kararların hukuksallığına gölge düşürmekte ve bu mahkeme kararlarının siyasi, hukuka aykırı ve şaibeli olduğunu göstermektedir.


Artık sağlıklı düşünmek bir lükse karşılık geliyor memlekette.  Canım memleketin hali böyle olunca ölüm oruçlarından tutun da ana dilde eğitime ; Mirzabeyoğu'ndan Roboski'ye kadar uzun ve birbirine bağlantılı ziyan halleri, hayatımızda meskun mahal ikamet etmekten geri durmuyor.   Kişisel tarihim açısından mazlum-zalim, haklı-haksız, güçlü-güçsüz denkleminin bu kadar değişkenlik gösterdiği başka bir zamana daha tanıklık etmedim. Dileğim, ruhta derin yaraların açılmasına sebep bu tanıklığımın bir an önce sona ermesidir.


Not: MAZLUMDER genel merkez ve şubelerince “28 Şubat Yargı Kararları İptal Edilsin” İmza Kampanyası halen devam etmektedir. Kampanya katılmak için www.28subatyargikararlariiptaledilsin.com  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder