2 Haziran 2019 Pazar

yedinci kere yokuş yol’a



çıkmaya hazır olduğumuz  yedinci yürüyüşümüzden  ve dönüp kendimize  baktığımız yolumuzdan buda’nın  “şüphesiz insan kendine ait değildir” sözü ile yeniden merhaba! 
bu sayımızın heybesinde simone weil, terk-i dünya denemesi ile bir cimri tarafından sevilen bir hazine gibi sevilmemek için geri çekilen tanrı ile dünyanın hayali krallığından yoksun kalarak hakikate varacak olan  insanı, bağlar, aidiyet ve yanılsamalar düzleminde buluşturuyor.   
şiirleriyle  cihan ülsen, fatih mutlu, murat çelik, mazlum mengüç, hatice nisan, ahmet keskinkılıç, mehmet  özkan şüküran, hasan ay, beyza ahad, rojen barnas, hares yalçi, coşkun tugay göksu ; öyküleriyle ise hares yalçi, reha ruhavioğlu, mustafa orman ve kenan biberci  yürüyüşümüze eşlik ettiler.
bir dükkanı beklemek kitabının yazarı uğur nazlıcan ile kitabına ve yazıyla kurduğu ilişkiye dair  besleyici  bir söyleşi yaptık. nazlıcan söyleşisinde,  kurmacayla abartılmış gerçekliğin üstüne gidişini, kalbin barbarlığını, kendisine yazılanın başkasına yazılanı dağıtmak oluşunu anlatırken,  düşünce parçacıklarını okur için aynalara dönüştürüyor.

bilal medeni, acının yönetimi ve ruhun mekaniği adlı yazısında , acıyı bir yol trajedisi olarak kodlayan astigmat bakışa  karşın kadim bir simya formülü olarak  acının lisanları ve imkanlarını  kaleme alıyor.

adnan fırat bayar  toplumsal sözleşmenin üç sacayağı: hobbes, locke, rousseau yazısıyla toplumsal sözleşme tartışmalarını; uygarlığa, insanın çıkarcı içgüdülerine ve  tanrı tarafından bahşedilen  eşit hakların gaspına karşı  korunma  tasavvuru açısından üç perspektiften inceliyor.

 abdullah aren  çelik, çok konuşulan ve zizek’in de eleştirdiği roma filmi üzerine özgün bir bakışla yazdığı,  alfonso cuaron’un roma filmine sınıfsal bir bakış ve sömürgeci aklın latin amerika kıtasındaki tezahürü adlı yazısında, okuru  kristof kolomb’un günlükleri, carlos fuantes’in doğmamış kristof romanı ve film arasında ufuk açıcı bir zihinsel yolculuğa çıkarıyor. 

yusuf ekinci , kültürel hegemonya meselesine eleştirel bir bakış yazısında, ülkedeki kültürel iktidar tartışmalarını;  iktidar ve kültür-sanat cemaatlerinin ilişkileri, kültür savaşları, sükut suikastleri, entelektüel  ahlak, çile poetiği, mazlumluk edebiyatı,  güç istenci  üzerinden siyaset, ekonomi ve kültür-sanat etkileşimiyle  okuyarak  aktarıyor.

aziz yağan, edebiyat editörü, yazar, taşra gönüllüsü  kürd yazar  yazısında , kapsayıcı bir kulvara giriş niteliğinde bir yazı ile, çeşitli yayınevlerinden edebiyat editörlerinin editörlüğe bakışlarına yer veriyor .Tadilatçı terzi, ebelik, editoryal emek alt başlıklarıyla, yazar - editör - okur ilişkisini irdeliyor ve  türkçe eserler veren kürd yazarların gri bölgedeki  konumunu panoramik bir bakışla tartışıyor.  

hatice nisan, kitaplığının altında kalanlar için bir kurtarma gayreti yazısında, ölümü kitaplığının elinden olan bir alimin hikayesi ile ölüm ve yaşamın alacakaranlığı arasında gizlenen büyük anlamın  mahremiyet ve şeffaflık üzerinden izini sürüyor ve  şeffaflığın mahremiyetin zıddı değil de bir perdesi olabileceğini sorgulayan  bir dille anlatıyor.

bu sayımızda günlükler  bölümünde,  miguel de unamuno ‘nun günlüklerinden, yazarın “kim, tanrı değilse beni onu aramaya itti?” sorusu etrafında  tanrı, iman, izzetinefis, içtenlik ve şüphe üzerine sorgulamalar yaptığı  bölümlere  yer verdik. 


koçer avcı kör diyalektikle, kendi imgesinin zirvesinde olan insanın tıkanıklığının,  görünme ve görünme biçimlerinin peşindeliğinin  kendisini nasıl yolsuz ve hikayesiz  bıraktığının resmini çiziyor. 

metin akar, deneme 1-2 de, “insan eline aldığı çekiçle putları yıkarken, yanından alçısını eksik etmemiştir”  sözüyle  insanı huy, okşama, okşanma  ve ötekiyle kurduğu bağlar üzerinden değerlendiriyor. 
yayın yönetmenliğini cihan ülsen’in üstlendiği yokuş yol’a dergisi’nin yedinci  sayısındaki yayın kurulu şu isimlerden oluşuyor: bilal medeni, reha ruhavioğlu, hares yalçi, yusuf ekinci.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder