23 Nisan 2014 Çarşamba

Teknolojik devrimin kısa hikâyesi



Büyüyün ve çoğalın dedik, makineler de büyüyüp çoğalıyorlar.
Bizim için çalışacaklarına söz vermiştiler.
Şimdi biz onlar için çalışıyoruz.
Gıda miktarını arttırsınlar diye icat ettiğimiz makineler açlığı çoğaltıyorlar.
Kendimizi savunmak için icat ettiğimiz makineler bizi öldürüyorlar.
Hareket etmek için icat ettiğimiz otomobiller bizi hareketsiz hale getiriyorlar.
Buluşmak için icat ettiğimiz şehirler bizi yalnızlaştırıyorlar.
İletişim kurmak için icat ettiğimiz büyük iletişim araçları, ne bizi dinliyor ne de bizi görüyorlar.
Biz makinelerimizin makineleriyiz.
Onlar masum olduklarını iddia ediyorlar.
Ve bunda haklılar.


AYNALAR, Eduardo Galeano, Sel Yayıncılık, S.364

18 Nisan 2014 Cuma

Sırttan Gölge Miktarı Kadar Kesik


Herkes, birileri ölsün istiyor. Herkes ölmek istemiyor.  Herkes kendinden, kendi ile mutlu mesut. Bu mesut ilişkiye göz değmesin aman. Kimse ortak olmasın aman. Herkes göz çapağına değmiş günden zaman çıkartıyor. Kazıya kazıya. Susa susa. Kusa kusa... Herkes en çok kendine ehemmiyet veriyor.  Herkes ehliyet sahibi çünkü… Nazarlar değmesin, herkes sebepsiz mesut. O kadar mesut oldu mu bi daha ölmek de istemiyor.  Herkes, ölsün istiyor ama. Bir şey, ölsün. Kesinkes. Nihayetinde ortada bir sahne var.  Ortada bir kimse… Herkes seyirci bu dramada. Bir sahne ve bir kimse ve bir ölmek, orta yere dökülmüştür. Ölecekse biri, bu en faydalı ölüm olmalıdır. Kural böyle. Bütün ölümler fayda zarar ilişkisini maksimize etmek içindir. Bütün külliyat bunun üzerine kurulu değil miydi zaten.


devamı için : http://kulturgundemi.com/cihan-ulsen-sirttan-golge-miktari-kadar-kesik.html